beyaz gemi romanının yazıldığı dönemle ilişkisi

Türkedebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türk diliyle üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir. Türklerin İslamiyeti kabullerine kadar farklı Türk dil ve alfabeleri kullanılırken, İslamiyetin etkisiyle Farsça ve Arapça kullanılmaya başlanmış, Osmanlı döneminde Türkçenin Arap alfabesiyle yazıldığı Osmanlıca eserler verilmiştir. Beyaz Gemi (Cengiz Aytmatov) KİTABIN ADI : BEYAZ GEMİ KİTABIN YAZARI: Cengiz Aytmatov YAYINEVİ VE ADRESİ: Ötüken Neşriyet A.Ş. BASIM YILI : 1991 KİTABIN KONUSU. Roman, San-Taş Vadisi’nde etrafındaki beş-altı insanla yaşamak zorunda olan, dedesinden başka seveni olmayan, gerçek hayatında mutsuz olan fakat hayal dünyasında mutlu olmaya çalışan bir çocuğun psikolojisini SohbetAğa Acem Ali Bey’in dostu olmuşken hikayenin sonunda Ulviye hanım’ın eşi olacaktır. Dürdane Hanım ile Mergub aşıktaşlık yapmıştır ama Mergub Dürdane’den sadece hoşlanmıştır. Memduh Bey Dürdane Hanım’ın Mergub’a olan duygularının aynını Dürdaneye beslemektedir. Gülbeyaz Dürdane’nin kalfası Ağustos2017 ( Tüm arşiv sayfasını görüntüle ) Zafer Bayramı Büyük Taarruz. Resimlerle Kurtuluş Savaşı. Türk Milletinin Zafer Bayramı Kutlu Olsun. Aşkın Nakkaşı-Ergün Küçüktopçu. Vatan Şaşmaz Toprağa Verildi. Ey Arakan-Ergün Küçüktopçu. Arakan Yanıyor-Ergün Küçüktopçu. Malazgirt Zaferimiz Kutlu Olsun. Beyaz Gemi Özet. Dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengin Aytmatov’un ilk olarak 1970 tarihinde yayınlanan öykü tadında romanı olan Beyaz Gemi, tarihi bir efsane ile günün dünyasının mükemmel bir harmanlamasıdır. Mümin Dede tarihine bağlı ve yaşına rağmen çalışmaya devam eden biridir. Çalışmasındaki en önemli etken Site De Rencontre Pour Femme Celibataire Gratuit. KİTABIN ADI BEYAZ GEMİKİTABIN YAZARI CENGİZ AYTMATOVYAYIN EVİ ÖTÜKENBASIM YILI 1970SAYFA SAYISI KONUSUAnnesi ve babasını tarafından küçük yaşta dedesinin yanına bırakılmış bir çocuğun hayal dünyası ve babasına ulaşma isteği ÖZETİKırgısiztanSSCBSan Taş Vadisi ,boğazların,yamaçların arasında ormana doğru uzanan bir yakınında Isık Gölü orman koruculuğu yapan üç aile ve karısı Bekey,Gülcemal ve kocası Seydahmet ,Mümin Dede ,nene ve onlarla beraber henüz yedi yaşına yeni girmiş küçük bir erkek Dede’nin her işe koşan ,kimseye itiraz etmeyen bir kişiliği iyi huylu olmasından dolayı çevresindekiler tarafından pek karısı ölmüş ve tekrar Buğu aşiretindendir,bununla anlattığı bir efsane vardırEfsaneye göre, çok eskilerden Yenisey kıyılarında yaşamakta olan kabileler birbirleriyle birisi olan Kırgızlar çok iyi savaşçı olmalarına rağmen birgün haince küçük bir kız ve erkek çocuk canlı olarak sonra çocuklar ölmek üzere iken bir buğumaral,geyik onları kurtarmış ve çok uzak diyarlara Işık Gölü civarı iki çocuktan yeni bir kabile oluşmuş ve kendilerini buğu olarak nedenle, Maral Ana’nın dede ve çocuk için kutsal bir değeri vardır. Çocuğun okul çağı geldiği için dedesi ona güzel bir okul çantası çok uzak olduğu için dedsi onu hergün atıyla okula götürüp annesi ve babası ayrılmışlar ayrıca vadiden şehre Mümin’in küçük kızı Bekey’ söz dinler bir şeye karışmayan,kimseyle tartışmayan bir kişiliği kuvvetli olsada tembel bir korucularının amiridir ve maaşlarını O’ndan nedenle üç ailenin ipleri de Orozkul’un bunu çok iyi bilmekte ve çoğu zaman bunu kötüye çıkmış olan koyun ve yılkıların çobanları ona sık sık ziyafet nedenle bir çok kişiyi tanımaktadır ama bunlar çıkara dayalı ovada ev kurmak isteyenlerden ağaca ihtiyacı olan gider ve ondan iyi bir insan içtiği zaman çocuğu olmadığı için karısı Bekey’i çok ağır döver, dengesiz bir insana çocuk ,dedesi hariç pek fazla varlığından, yokluğundan çoğu zaman haberleri bile da onlara aldırış etmemektedir dedesine ,diğerleri O’na saygı Orozkul O yokmuş gibi davranmakta, çoğu zaman da içinde kendine ait bir dünyası vardır. O’na göre nehir kenarındaki büyük kayaların kimisi tak kimisi kurttur .Dedesi yüzebilmesi için küçük bir gölet bulduğunda oraya arkadaşı,can dostu dedesinin ona aldığı çanta ve diğeride konuşup,onlarla sohbet dağları,ovaları,ormanı,gölü gözetlemeyi en çok beyaz gemiye ilgi şu gölde dolaşan, babasının çalıştığı öyle düşünür ve buna inanmaktadır..Birgün balık olup o gemiye gideceğini hayal Maral efsanesini O’na da dede ve çocuk haricinde diğerleri bu efsaneye aldırış etmemektedirler. Günler geçip içince kudurur ortalığı darmadağın eder,herkesin huzurunu birisine ağaç sözü kesmişlerdi ama onu ormandan getirmek hiçte kolay dede arkada, Orozkul önde bir an için kontrolden çıkar ve biraz yuvarlanır. O sırada Mümin yıllardır bölgede görülmeyen Maralları döndüklerine soğuktur ve ağacın yola indirilmesi akşama almaya ağacı nehirden geçirirken ağaç sıkışır ve onu oradan alacak adamalar akşam olunca onları kendi evinde misafir hep birlikteağacı çıkarmaya işi yaparlarken Maralları biri avlanmayı teklif edince,Orozkul bunu kabul dede ava engel olmak istemesine rağmen kimseye söz kaç gün önce çocuk da görmüş ve bir sürü de hayal bu zamanlarda biraz kötüdür ve çocuğu da evde süre sonra dışarıdan gelen ayak sesleriyle üzerine ayağa kalkar ve dışarıya önünde büyük bir ateş hayvanı hariç hepsi gördüklerine çok boylu boyunca uzanan Maral Ana değil mi?’ diye işleri bittikten sonra ziyafet için Orozkul’un evine çocuğa aldırış ettiği usulca nehire doğru yürümeye başlamıştır karar vermişti bu böyle olmayacaktı,babasının yanına bir balık edasıyla nehirin azgın sularına bırakır,Beyaz Gemiye ulaşacağını umarak,’Merhaba Beyaz Gemi ben geldim!’. ANAFİKRİ İnsanoğlu iyi için kendisiyle dahi olsa her zaman savaşa hazır OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİÖyküde kötüyü ve iyiyi temsil eden karakterler kötüyü,çocuk iyiyi temsil sonunda ,bildiğimiz sıradan sonlara zıt olarak kötü galip da öyküye ayrı bir boyut bu gibi yazılarda önemli olan kötü veya iyinin galip gelmesinden öte okuyucuya iyi olma bilincinin göre,öyküde bir efsanenin yer alması olaylara farklı bir taraf , Geyik Ananın bütün varolanların anası olduğu kabul zulümden nefret ettirilmeye kötülükle değil,iyilikle karşılık vermemiz Dede’nin pasif kişiliği yetersiz buna zıt olarak çocuğun kötülüğü kabul etmeyişi , onu ayrı bir varlık olarak kılıyor. Yazar Cengiz Aytmatov 'adsız oğlan' ve serüveninden Da Yayınlarının yayınladığı son baskıya yazdığı önsözde genişçe bahsediyor ;"Beyaz Gemi 'deki 'adsız oğlan' , sadece benim yetiştiğim döneme mahsus bir tip değildir. Geleneğinden ve köklerinden kopartılmış nesillerin, dünyanın her tarafında yaşadıkları ve yaşayacakları büyük trajedinin kahramanlarından biridir. Dünyada her zaman vardı ve var olacaktır'adsız oğlan'lar. Ben Beyaz Gemi 'de bu kayıp nesillerin dramına işaret etmek değişti artık; Soğuk Savaş'ın sıcak günlerinde değiliz. Kaybolan adsız oğlanları aramak ve bulmak için bugün daha fazla şansa sahip olduğumuzu düşünüyorum. Tıpkı , Orta Asya başta olmak üzere dünyanın her tarafına yayılmış olan bir okul ağının yaktığı ilim ve irfan ışığıyla bu kayıp nesillerin şahsında benim adsız oğlanımın izini takip etmeleri gibi örnekler dünya üzerinde giderek çoğalmakta. Vatanlarından binlerce kilometre uzaklara gitmekten çekinmeyen ve oralarda pek çok fedakarlığa katlanmayı göze alan genç insanların varlığına şahit olmak, beni günün birinde 'adsız oğlan' ların olmayacağı ve tek tek bulunacakları bir dünya konusunda iyimserliğe sevkediyor. Yarım asır önce yazılmış bulunan Beyaz Gemi'nin bu arayışa tutulan bir ışık olması, en büyük temennimdir. HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLERÖykü içinde , yaşanabilecek olayların bir çocuğun gözüyle nasıl algılanıp yorumlanabileceğine tanık kötülüğün ve hayatın çocuğa karşı acımasızlığı söz nedenle olayların iyi anlaşılması ve çözümlenmesi güzel bir üslupla zor olmayan fakat insanı düşünmeye itici olaylardöngüsü söz Aytmatov’un insanı ve insanın duygu ve düşüncelerini dede-torun,masal-gerçek arasında kurduğu dramatik çerçevede ele alan ve tahlil eden şaheser bir YAZARI HAKKINDA BİLGİ CENGİZ AYTMATOV1928Kırgız edebiyatının en tanınmış,belki de en çok sevilen yazarlarından öykülerini Kırgızistan Tarım Enstitüsü’nde okuduğu yıllarda yazıp yayımlamaya Sovyet Yazarlar Birliği’ne kabul Kırgızca ve Rusça yazan Aytmatov konularını genellikle yakın çevresinden halkının Savaşı yıllarında yaaşdığı acılı ve kederli olayları,sıradan kişileri,memurları,yaşlı köylüleri duyarlı,sevecen,içten,sevgi dolu bir yaklaşımla ilk uzun öyküsü Cemile’ yayımlandıktan kısa bir süre sonra ,yapıtının yabancı dillere çevrilmesiyledünyaca tanınan bir yazar Öğretmen Duyşen’ adıyla da çevrilmiş olan İlk Öğretmenim1961’ Aytmatov’un ülkemizde tanınıp sevilmesini Lenin Edebiyat Ödülü’nü alan yazarın toplumsal sorunları ele aldığı yapıtların başında Hasat Yolu1963’ ve Kopar Zincirlerini Gülsarı1966’ sorunların anlatımında , Kırgız destanlarının dilinden başarıyla başyapıtı olarak değerlendirilen Beyaz Gemi1970’,uzaklardaki babasını getirecek beyaz bir gemiyi bekleyen çocuğun çoğu Türkçe’ye çevrilmiş olan Aytmatov’un bir öyküsünü Selvi Boylum Al Yazmalım’ adıyla yönetmen Atıf Yılmaz sinemaya uyarlamıştır. Beyaz Gemi Romanının Konusu Beyaz Gemi Romanının KonusuBeyaz Gemi Kısaca ÖzetiBeyaz Gemi Romanı Geniş Detaylı ÖzetiBeyaz Gemi Romanının Ana FikriBeyaz Gemi Olaylarının DeğerlendirilmesiBeyaz Gemi Kişi Kadrosunun DeğerlendirilmesiBeyaz Gemi Hakkında Şahsi GörüşlerBeyaz Gemi Romanının Yazarı Hakkında BilgiRoman, San-Taş Vadisi’nde etrafındaki beş-altı insanla yaşamak zorunda olan, dedesinden başka seveni olmayan, gerçek hayatında mutsuz olan fakat hayal dünyasında mutlu olmaya çalışan bir çocuğun psikolojisini konu almaktadır. Romanın kahramanı olan 7-8 yaşlarındaki çocuk, Isık-Göl kıyısında dedesi, ninesi, teyzesi ve onun kocasıyla birlikte yaşamaktadır. Mümin dede ailesi tarafından bırakılan torununa bakmaktadır, sonradan evlendiği karısı ve torunuyla birlikte bu tenha göl kenarında, ormanın bakım işleri ile uğraşan ve partiden olan damadı Orozkul’a yardım etmektedir. Orozkul’un karısı, çocuğun teyzesi Bekey kısır olduğu için çocuk sahibi olamayan bir kadındır. Orozkul evlat sahibi olamamanın hıncını bu zavallı ihtiyar ve onun çocuğu olmayan kızından geniş bir hayal dünyasına sahip olan çocuk, dürbünüyle hergün gölde yük ve yolcu taşıyan bir gemiyi izler. Gemilerde tayfalık yapan babasının da bu gemide çalıştığını düşünerek, balık olup bu gemiye ulaşmayı, babasına zavallı dedesini, zalim Orozkul’u, yaşadıklarını hayallerini anlatmayı düşler. Dedesinin yanından hiç ayrılmayan çocuk, onun anlattığı masalları dinlerken adeta yaşıyormuşçasına onlardan etkilenir. Bu masallardan biri Boynuzlu Maral Ana destanıdır. Bir gün dede sevinçle çocuğa maralların geldiklerini, onları ormanda gördüğünü söyler. Çocuğun sevincinin tarifi yoktur. Tüfek Orozkul’a muhtaç olan Mümin dedenin eline verilir ve maral ona vurdurulur. Çocuk bütün bunlar olup biterken evde hasta yatmaktadır. Dışarı çıktığında insanların sevinçle et paylaştıklarını görür. O gün ilk defa dedesinin içki içtiğine şahit olur. Etrafa bakınırken öldürülen maralın boynuzunu görünce, üzüntüsünden ne yapacağını bilemez. Birden içinde bir balık olup babasına gitme isteği doğar. Yakınlardaki çaya koşan çocuk, kendini azgın sulara bırakır. Beyaz Gemi Romanı Geniş Detaylı Özeti Çocuk San-Yaş Vadisi’nde dedesi, üvey ninesi, Orozkul, Bekey hala, Seydahmet, Gülcemal ve köpeği Beltek ile berabar yaşamaktadır. Vadide sadece üç ev vardır. İlk evde dedesi ve üvey ninesi ile çocuk;ikincide Mümin dedenin büyük kızı Bekey hala ile kocası korucubaşı Orozkul; üçüncüde ise tembel işçi Seydahmet ile karısı Gülcemal ve küçük kızları bu küçük dünyada mutlu olmaya çalışmaktadır. Hiç arkadaşı yoktur ve okula henüz başlamamıştır. En büyük zevkleri dedesinin kendisine dere kıyısında yaptığı gölette yüzmek; “Deve, Kurt, Eyer ve Tank” isimlerini verdiği kayalarıyla konuşmak; dedesinden masal dinlemek ve dağa çıkıp dedesinin dürbünüyle kasabaya, Isık Göl’e ve San-Taş Vadisi’ne daha yakından bakmaktır. Her akşam eline dürbününü alıp, dağ başına çıkar ve Isık Göl’de ancak beş-altı dakika görünüp kaybolan beyaz gemiye bakar. Annesi ve babası onu çok küçük yaşlarda terketmişlerdir. Annesi şehirde kendine yeni bir yaşam kurmuştur. Çocuk babsının beyaz geminin kaptanı olduğuna, bir gün başı insan başı olan bir balık olup beyaz gemiye kadar yüzeceğine ve babasıyla konuşacağına inanmaktadır. Dedesi çok iyi kalpli, çalışkan,köse bir insandır. Çevresindekiler ona Kıvrak Mümin lakabını takmışlardır. Damadı Orozkul’un yanında çalışır ve onun emirlerini yerine getirir. Orozkul şişman, koca kafalı içki içmeyi çok seven, çabuk sinirlenen bir korucubaşıdır. Mümin’in kızı ve Orozkul’un karısı olan Bekey kısır bir kadındır. Orozkul bunu Bekey’in suçu olarak bilir ve her akşam içip onu döver. Orozkul arada bir arkadaşlarıyla içmeye gider ve sarhoş olunca yanındakilere birer tomruk sözü verir. Tomruğu kesip dağdan indirme, çayın karşısına geçirme ve kamyona yükleme zamanı gelince de verdiği söze pişman olur ama iş işten geçmiştir. Arada bir vadiye şehirden “Maşin Mağaza” denilen içi ıvır zıvır dolu bir araba gelir. Bir gün yine Maşin Mağaza geldiğinde dedesi çocuğa bir okul çantası alır. Ertesi yıl çocuk okula başlar. Çocuk dedesinden masal dinlemeye bayılır. Her akşam artık ezberlediği “Boynuzlu Maral Ana” masalını dinler . Dedesine göre hepsi Boynuzlu Maral Ana’nın soyundan gelmektedirler. Çocuk da buna inanmaktadır. Masala göre maral ana San-Taş Vadisi’ni terketmiştir ama onları sürekli korumaktadır. Mümin çocuğu her gün atıyla okula göyürüp getirmektedir. Okul çok uzaktadır ama hiç geç kalmamıştır. Çocuk bir gün yol kenarındaki kayalarıyla oynarken San-Taş yakınlarından kuru ot almaya gelen beş-altı kamyonluk bir konvoy görmüştür. Çocuk en öndeki kamyonun peşine takılıp koşmaya başlar. Çocuğu gören şoför durur ve çocukla biraz konuşur. Şoför genç ve yakışıklı biridir. Adı Kulubeg’dir. Çocuğa dedesini tanıdığını, kendisinin de Boynuzlu Maral Ana’nın soyundan geldiğini söyler ve ayrılır. Ertesi gün Mümin dede ile Orozkul yine dağdan bir ağaç indirirler. Bu sırada uzun zamandan beri ormanda görülmeyen maralları görürler fakat işleri olduğundan onlarla ilgilenemezler. Akşam olmuştur. Dede, Orozkul’a söyleyip çocuğu okuldan almaya gitmek ister fakat Orozkul ağacı indirmeleri gerektiğini söyleyip izin vermez. Tomruğu çaydan geçirirlerken tomruk çayda kayalara takılır. Çıkarmak için çok uğraşırlar ama çıkaramazlar. Dede vaktin çok ilerlediğini farkeder, daha fazla dayanamaz ve daha önce hiç yapmadığı bir şey yapıp Orozkul’dan izin almadan çocuğu almaya gider. Çocuk akşama kadar okulun kapısında dedesini beklemiş ve ağlamaktan gözleri şişmiştir. Dede yolda çocukla öğretmenine rastlar. Çocuğu öğretmeni eve getirmektedir. Dede öğretmenden özür dileyip çocuğu alır ve yola koyulurlar. Çocuk dedesine küsmüştür. Hiç konuşmamaktadır. Dede çocuğun gönlünü almak için Boynuzlu Maral Ana’yı gördüğünü söyler. Çocuk bu habere çok sevinir. Dedesine ormana gitmek için yalvarır fakat akşam olduğu için eve dönerler. Eve geldiklerinde Orozkul’u sabahki olaydan dolayı çok sinirlenmiş bulurlar. Orozkul o gün Bekey halayı yine dövmüştür. Çocuk evin bu durumuna çok üzülür ve yatmaya gider. O gece müthiş bir dipi çıkar. Gece yarısı Kulubeg ve arkadaşları yolda kaldıkları için Mümin dedenin evine sığınırlar. Kulubeg ve arkadaşlarının gelmesiyle evdeki hava biraz yumuşar. Sabah kamyoncular evden ayrılırlar. Aynı gün Orozkul’un tomruk sözü verdiği arkadaşı tomruğu almak için gelir. Adı Koketay’dır. İri yapılı, esmer biridir. Tomruk ise hala önceki gün bıraktılları yerde çayın içinde beklemektedir. Tomruğu almak için Orozkul, Koketay ve Seydahmet yola koyulurlar. Dede de Orozkul’un kendini affedeceği düşüncesiyle peşlerine takılır. Orozkul kıyıda emirler yağdırırken Mümin dede, Seydahmet ve Koketay tomruğu çıkarmaya çalışmaktadırlar. O sırada çayın karşısında birkaç tane maral görürler ama işlerini bırakamayacaklarından marallarla ilgilenemezler. Biraz uğraştıktan sonra tomruğu çıkarıp kamyona yüklerler. Çocuk o gün hastadır ve önceki gün akşamdan beri evde yatmaktadır. Akşam üzeri kahkaha sesleriyle uyanır ve bahçeye çıkar . Herkes neşe içindedir ve hepsi de sarhoştur. Dede ise et dolu bir kazanın yanına çökmüş sessizce kazanın altındaki ateşle oynamaktadır. Çocuk hemen dedesinin yanına gider. Ona seslenir fakat dede duymaz. Birkaç defa daha seslenir fakat dede hiç cevap vermez. Çocuk kötü birşeyler olduğu hissine kapılır. Az ilerde Bekey’i, Seydahmet’i,Gülcemal’i ve Koketay’ı görür. Hepsi de yiyip içmekte ve eğlenmektedirler. Çocuk önce neler olduğunu anlamaz. Avlunun dışında henüz kanı kurumamış geyik derisini, bağırsak eşeleyen Beltek’i ve elindeki baltayla Maral Ana’nın boynuzlarını kırmaya çalışan Orozkul’u görünce neler olduğunu tahmin eder. Çocuk bu korkunç manzara karşısında dayanamayıp içeri kaçar ve yorganın altına girip ağlamaya başlar. Bu arada Kulubeg’in gelip onu kurtaracağını ve Orozkul’a haddini bildireceğini hayal etmektedir. Az sonra sofra içeri kurulur. Çocuk hayalinden yine kahkahalarla uyanır. O sırada Seydahmet olanları anlatmaktadır. Çocuğun bir türlü anlam veremediği olaylar şöyle cereyan etmiştir Tomruğu çıkardıktan sonra Seydahmet ile Mümin dede ormana çalışmaya giderler. Bu arada maralları yine görürler. Seydahmet onları vurmak ister, dede ise buna karşı çıkar. Seydahmet dedeyi dinlemeyip maralların peşine düşer. Dede de Seydahmet’in arkasından gider. Seydahmet maralları vuracaktır ama sarhoş olduğu için nişan alamaz ve tüfeği dedeye verip maralları vurması gerektiğini, vurmazlarsa kaçıracaklarını ve Orozkul’un dedeyi affetmeyeceğini söyleyip dedeyi kandırır. Dede ise maralları vurursa Orozkul’un onu affedeceğini ve herşeyin düzeleceğini düşünerek marallardan birini istemeye istemeye vurur. Çocuk bunları duyunca çıldıracakmış gibi olur ve dışarı yerde toz toprak içinde yatarken bulur. Ona birkaç defa yine seslenir ama dede yine duymaz. Olanlara dede kendi de inanamamaktadır. Çocuk dedesinden bir tepki alamayınca balık adam olup babasına ulaşacağını düşünerek koşar ve kendini dereye atar. Hızla akan su çocuğu alıp götürür fakat çocuk hiç bir zaman balık olmayacaktır. Beyaz Gemi Romanının Ana Fikri İnsanları güçsüz ya da hoşgörülü oldukları için ezmeye çalışmamalı ve küçük çıkarlar uğrunda doğaya zarar vermemeliyiz. Beyaz Gemi Olaylarının Değerlendirilmesi Romanda olaylar belli bir sıra dahilinde anlatılmamış; atlamalar yapılmıştır. Buna rağmen okuyucu olaylar arasında bağlantı kurmakta zorlanmamaktadır. Kitaptaki olaylar genelde bir-iki kişi arasında yaşanmış küçük tasviri iyi olduğu için okuyucu olayları kolayca hayal edebilmektedir. Beyaz Gemi Kişi Kadrosunun Değerlendirilmesi 1MÜMİN DEDE Çok iyi kalpli, yardımsever,çalışkan bir insandır. 60-70 yaşlarında köse bir Orozkul’un yanında çalışmaktadır. Vadideki üç evin birinde ikinci karısı ve torunu ile yaşamaktadır. 2ÇOCUK 5-6 yaşlarında, kısa boylu, kepçe kulaklı, çirkin bir arkadaşı yoktur. Hayalperest ve mutsuzdur. Doğayı çok sever. 3OROZKUL Şişman, koca kafalı, içki içmeyi çok seven, insanlardan ve doğadan nefret eden, sinirli,umursamaz biridir. Korucubaşıdır fakat ormana en çok o zarar vermektedir. 4BEKEY Orozkul’un karısı ve Mümin’in ve hoşgörülü bir kadındır. 5SEYDAHMET Uzun boylu, çirkin Orozkul’un ve dedenin yanında çalışmaktadır. Bir karısı ve bir kızı vardır. 6GÜLCEMAL Seydahmet’in karısıdır. Günlerini genelde çocuğun ninesine ve Bekey’e yardım etmekle ve kızına bakmakla geçirir. 7KULUBEG Genç , yakışıklı ve güçlü bir dede ve çocuk gibi boynuzlu maral ananın soyundan geldiğine inanmaktadır. 8KOKETAY Orozkul’un arkadaşıdır. İri yapılı ,esmer tenli bir adamdır. Romanda ayrıca çocuğun annesi, babası,boynuzlu maral ana, köpeği Beltek, kayaları “Eyer, Tank, Deve, Kurt” karakterlerinden de bahsedilmektedir ama bu karakterler hakkında çok fazla bilgi sunulmamıştır. Beyaz Gemi Hakkında Şahsi Görüşler Kitabın başlığı ile içeriği arasında bence uyumsuzluk gemiden kitapta çok fazla bahsedilmemekle birlikte olayların beyaz gemi ile alakası yok denecek kadar yetersiz ve akıcılık rağmen okuyucu olaylar arasında bağlantı kurmakta zorlanmıyor. Kişilerin fiziki özellikleri üzerinde çok az durulmasına karşın; çocuğun psikolojisi iyi anlatılmış. Beyaz Gemi Romanının Yazarı Hakkında Bilgi Dünyanın yaşayan büyük edebiyatçılarından Kırgız, Türk romancısı Cengiz Aytmatov , Kırgızistan’ın Talas bölgesinde, Şeker adlı köyde 12 Aralık 1928’de dünyaya gelmiştir. Babası Törekul Aytmatov ;Annesi, Tatar Türklerinden Nagim Gamzeyova hanımdır. Çocukluk yılları 2. Dünya harbine rastlayan ve 1945’te savaşın bitmesiyle yeniden eğitim hayatına dönen Aytmatov, 1950’de Kırgızistan Ziraat Enstitüsü’nü bitirmiş bir ziraatçıdır. Ancak edebiyata olan tutkusu onu ziraatçılıktan ziyade edebiyata çekmiş ve edebiyat eğitimi almak için Devlet Edebiyat Enstitüsü’ne devam etmiştir. Eserlerini Rusça ve Kırgızca kaleme alan Cengiz Aytmatov, eserlerinde başta Ruslaştırma politikası olmak üzere, Kırgız Türkleri’nin tabii hayatlarını, yabancılaşmayı, modernizm karşısında tabiatın tahrib edilişine kadar pek çok meseleyi eserlerinde usta bir uslübla kaleme alma başarısını göstermiş nadir sanatkarlardan biridir. Dünya çapında ünlü bir edebiyatçı olarak adına iki defa jübile yapılan 1988’de , 1998’de , hakkında konferanslar ve sergiler düzenlenen Aytmatov, halen yazarlığın yanında Kırgızistan ın Lüksemburg Büyükelçiliği görevini yürütmektedir. Diğer Kitap Özetleri Milli Edebiyat Dönemindeki Fikir Akımları KEMALETTİN KAMU » Cengiz Aytmatov'un Beyaz Gemi Romanı İlgili Sınav Soruları, Beyaz Gemi Romanı İle İlgili Sınav Soruları, Beyaz Gemi Sınav Soruları, KİTAP SORULARI, Cengiz Aytmatov'un Beyaz Gemi Romanı İlgili Sınav Soruları, HAZIRLAYAN TÜLAY GÖKHAN ADI SOYADI TARİH SINIF,NO Beyaz Gemi Romanı İle İlgili Sınav Soruları, 1- Beyaz Gemi adlı eserin türünü, yazarı yazınız. Yazarı hakkında kısa bilgi verdikten sonra üç eserini de yazınız. 2- Kitabın ana karakterini ve tüm özelliklerini yazınız. 3- Çocuk ve ailesi nerede oturuyor? 4- Çocuk oyun oynadığı taşlara hangi isimleri veriyor? 5- San-taş’ta kaç aile oturuyor ve bu aile bireylerinin isimleri nelerdir? 6- Çocuğun dedesinin adı nedir? 7- Çocuk ve ailesi hangi aşirettendir? 8- Çocuk okula nerede başlayacak 9- Beyaz Gemi’yi çocuğun gözünden anlatınız 10- Romanın sonunda çocuğa ne oluyor, neden? 11- Boynuzlu Maral Ana Destanını en başından anlatınız. 12- Dedenin çocuğa anlattığı masallardan üçünü yazınız. 13- Çocuğun en sevmediği karakter kimdir, ona hangi cezayı uygun görür? 14- Boynuzlu Maral Ana Destanı nerede ve kimler arasında geçen bir olaya dayanıyor? 15- Kırgız geleneğinde ölü nereye defnediliyor, yas bayrakları ne renktir? 16- Yas töreninde kaç kurban kesilir ve cinsleri nelerdir? 17- Eserde geçen aşağıdaki kelimeleri kısaca açıklayınız Taya Kımız Eneke Yurt Enesay Baybiçe Aksakal Taka Tarpan 18- Eserde geçen atasözlerinden ikisini yazınız. 19- Orozkul’un özelliklerini yazdıktan sonra kişiyle ilgili kısa bir yorum yapınız 20- Eserin sonunu yazar niçin böyle bitirmiştir, siz olsaydınız nasıl bitirirdiniz? TEST SORULARI AŞAĞIDA BEYAZ GEMİ – ESER SORUSU TEST / Cengiz AYTMATOV 1Beyaz Gemi romanındaki olaylar nerede geçmektedir? A Isık-gölB Enesay ırmağıC TaşkentD BozkırE Hiçbiri 2 Beyaz Gemi romanında Mümin Dede’ye uzak yakın herkesle iyi geçindiği için ve herkese güleryüz gösterip yardıma koştuğu için hangi isim verilmiştir? A Hoşsohbet MüminB Kıvrak MüminC Hızır MüminD Ermiş MüminE Hiçbiri 3 Beyaz Gemi romanında çocuğun konuştuğu kayalara verdiği isimler vardır. Aşağıdakilerden hangisi bu isimlerden biri değildir? A Ihlamış DeveB EyerC TankD KurtE Maral Ana 4 Beyaz Gemi romanındaki çocuk kaç yaşındadır? A 7B 10C 12D 15E 5 5 Beyaz Gemi romanında çocuğun en sevdiği oyuncağı nedir? A ÇantasıB KayalarC KöpeğiD DürbünüE Hiçbiri 6 Beyaz Gemi romanında Orozkul’un karısının adı nedir? A GülcemalB CemileC Bekey HalaD MaralE Aleksandra 7 Beyaz Gemi romanında çocuğun kendisini daha bebekken terk ettiği babası ne iş yapmaktadır? A Orman MemuruB GemiciC ÖğretmenD MarangozE Tüccar 8 Beyaz Gemi romanında çocuğun balık olup uzaklara gitme hayali vardır? Çocuk bu hayalinde nereye gitmektedir? A AnnesineB KardeşlerineC Enesay NehrineD BabasınaE Hiçbiri 9 Beyaz Gemi romanında Kırgızların ilk bulundukları yer olan Enesay’ın anlamı nedir? A Ana DağB Ana KurtC Ana NehirD Ana MasalEAna Ülke 10 Beyaz Gemi romanında Mümin Dede ve o köyde bulunan Kırgızlar hangi aşirettendir? A Celesay aşiretiB Enesay aşiretiC Manas aşiretiD Maral Ana AşiretiE Buğu Aşireti 11 Beyaz Gemi romanında Mümin Dede uzun yıllar sonra üç tane maral görür? Bu maralları hangi olay esnasında görmüştür? A Seydahmet ile ot biçerkenB Çocuğu okula götürürkenC Orozkul ile ormandan kestikleri tomruğu taşırkenD Ormanda avlanırkenE Çocuk ile dürbünle Beyaz Gemi’yi seyrederken 12 Beyaz Gemi romanında Mümin Dede’nin çocuğa anlattığı ve Kırgızların düşmanları tarafından yok edildikten sonra nasıl türediklerini anlatan masalın, efsanenin adı nedir? A Çopur Nine EfsanesiB Manas EfsanesiC Kır At EfsanesiD Boynuzlu Maral Ana EfsanesiE Kara Kurt Efsanesi 13 Beyaz Gemi romanında geçen efsaneye göre Kırgızlar düşmanları tarafından yok edildikten sonra nasıl türemişlerdir? A Yok edilmekten kurtulan iki çocuğun bir maral tarafından büyütülmesiyleB Yok edilmekten kurtulan iki çocuğun bir kurt tarafından büyütülmesiyleC Yok edilmekten kurtulan bir erkek çocuğun soyunu devam ettirmesiyleD Yok edilmekten kurtulan bir kız çocuğun soyunu devam ettirmesiyleE Hiçbiri 14 Beyaz Gemi romanında Boynuzlu Maral Ana vurularak etiyle ziyafet verilir? Boynuzlu Maral Ana’yı kim vurmuştur? A OrozkulB Mümin DedeC SeydahmetD KulubegE Koketay 15 Beyaz Gemi romanında çocuk, hangi olay üzerine balık olma hayaliyle kendini çayın sularına bırakır? A Orozkul’un Mümin Dede’yi dövmesi üzerineB Ninenin çocuğu okula göndermemesi üzerineC Orozkul’un her gün sarhoş olup karısını dövmesine dayanamadığı içinD Boynuzlu Maral Ana’nın öldürülmesi üzerineE Artık bulunduğu yerde sığıntı gibi görülmekten bıktığı için CEVAPLAR1 A 2 B 3 E 4 A 5 D 6 C 7 B 8 D 9 C 10 E11 C 12 D 13 A 14 B 15 D

beyaz gemi romanının yazıldığı dönemle ilişkisi